Ender KÜÇÜK

Ender KÜÇÜK

Mail: [email protected]

15 TEMMUZ HALKIN DARBESİ

Halkın kahraman çocuklarıydı onlar. Tankın önüne korkmadan yatabilen ve silahların kan kusan namlularının önüne bedenlerini siper eden, ellerinde hiçbir şey olmadan özgürlük için koşan, halkın çocuklarıydı onlar.
Solcusu -sağcısı
Kürt’ü -Türk’ü
Alevi’si -Sünni’si
Yüreklerini, sokakların kaldırımlarına çivilemiş; garbın alçaklığını sezebilmişti bu çocuklar!
Çanakkale ‘de olduğu gibi 
Sakarya ‘da susuz kalan dedeleri gibi
Korkusuzdu bu çocuklar!
Hani Nazım kalksa yerinden  “Güzel GÜNLER ” diye bir başka şiir yazacak. 
Üstat Necip Fazıl, bir başka şiirinde “Sakarya” şiirini tekrar kaleme alacak ama bu millet bir daha İstiklal Marşı yazdırmayacaktı!
15 Temmuz Fetö  terör örgütünün  yıllardır sakladığı gizili ajandalarının ortaya çıkışıdır, kırk yıllık sinsi planın bir gecede yok olup, gitmesidir.
15 Temmuz, dört darbe görmüş memleketimizin meclisinin ilk kez haince bombalanmasıdır.
Silah bizden, mühimmat bizden, silaha mermi süren “elden”
Yazıklar olsun!  Bu kanlı darbeyi bizlere yaşatanlara…
Yazıklar olsun! Haince planların yapıldığı masaları kuranlara…
İlk başlarda sıradan bir yaz gecesiydi  “15 Temmuz”
Gece yarısı okunan darbe bildirisi, Cumhurbaşkanımızın asil duruşu, hükümet ve muhalefet liderlerinin darbeye karşı korkusuzca gösterdikleri tavır, milletvekillerimizin sağlam duruşu, medyamızın darbeye boyun eğmeyişi, Genel Kurmay Başkanımızın korsan bildiriye imza atmaması ve Ömer Halis DEMİR gibi vatanı için ölmeye yeminli polislerimiz ve askerlerimiz…
Zaman ilerledikçe anlaşılan o ki; sıradan bir yaz gecesi değildi “15 Temmuz”
Hain ve işbirlikçi zihniyetin  “Eğer seçimlerde Ak parti gelirse, ülke kan gölüne dönecek” demelerinin yansımasıydı yapılanlar.
Sıradan değildi hiçbir şey
Diyorlar ki: “Bu kalkışma bir tiyatrodur.”
Evet, sizin açınızdan bir tiyatro olabilir ama bizler için olsa olsa bundan sonra göstereceğimiz tepkinin ayak sesleridir. Doğaldır, saftır, işlenmeye muhtaç olmayandır.
15 Temmuzdan sonra yapılması gerekenler diye bir sözle yazımı sürdürmek istemezdim ama o kanlı gecede elimizde ne bir silah vardı ne başka caydırıcı savaş aletleri.

Emniyet Müdürlüğünün yanı sıra ağır sayılabilecek silahlar olağan dışı durumlarda kullanılmak üzere ciddi bir eğitimle muhtarlıklarımıza verilebilir.
Silah taşıma ruhsatlarının zorlukları azaltılmalı, devletimizin Mit-EMNİYET-Jandarma raporlarıyla güvenilirliği belirlenmiş vatansever vatandaşlara ruhsat verilmesinin önü açılmalıdır.
Bu ülke vatandaşları fakire, öğrenciye, ihtiyaç sahibine yardım yapacaksa Diyanet’e yapmalıdır ve bu yardımlar; şimdiden daha güçlü hale getirilmiş Sosyal yardımlaşma vakıfları aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıdır.

Ve 15 Temmuz bizlere kardeş olmayı, bir olmayı, diri olmayı öğretti.
Böylesi bir ülkede yaşamaktan onur duyuyorum. Bu ülkeyi, Amerika’nın dış karakolu yapmayan tüm halkımızın yüreklerinden öpüyorum.
Salın üstümüze, salın karanlıkları!
Bizler olduğumuz ve durduğumuz yerdeyiz!
Bir elimizde güneş, bir elimizde dolunay,
Hakkın yolunda ölmeye yeminliyiz!
                                                        E.K.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar