Ender KÜÇÜK

Ender KÜÇÜK

Mail: [email protected]

3. KİTAP FUARININ ARDINDAN…

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen kitap fuarının adı, bundan yıllar önce ilçemiz Çağlayancerit’ten Niğde’ye göç eden kahraman evladımız Ömer Halis DEMİR’İN adıyla birlikte düzenlendi.

İki yüz yayın evi, sekiz yüz yazar, yetmiş bin öğrenci, yaklaşık iki yüz bin okuyucu kitapla buluştu.

Sivil toplum örgütleri, kurumlarımız, Aksu TV ve yerel medya; Sayın Fatih Mehmet Erkoç’un etrafında adeta kenetlendiler. Çevre illerin de gıpta ile baktığı bu fuar layıkıyla gerçekleştirildi. Özellikle Aksu TV’ yi fuarın açılış tarihinden kapanış tarihine kadar gösterdiği yoğun çalışmalardan, yaptıkları başarılı canlı yayınlardan dolayı kutluyorum.

Bir şehre kaldırım, yol, kavşak ya da park yapmak hüner değil aslında. Bu saydıklarım yapılması gerekenler.

Ya bir kitap fuarı?

Yapılması gerekli hedeflerin çok ötesinde bir hedefti. Sayın Fatih Mehmet Erkoç bu cesareti gösterip, yüzlerce yazarı, binlerce kitabı bu halkın çocuklarıyla buluşturdu.

Onun hedefinde okuyan bir Maraş olması bir öncelikti ve okuyan insanın çevresine yaydığı ışığın farkındalığına varmak bir fark yaratıyordu.

Sayın Başkan fabrikaya işçi yetiştirmek için uğraşmıyordu. Onun savaşının adı: Okuyan, karanlığa ışık tutan bireylerin yetişmesiydi.

Büyüksün Başkan!

Kıymetiniz bundan yıllar sonra daha iyi anlaşılacaktır ama yaptığınız çaba korkakların ve sahte kahramanların sığındığı bahanelerin üzerine bir güneş gibi doğdu. Umarım bu güneş her geçen yıl daha da ısıtır bizleri.

Kitap fuarında beni yalnız bırakmayan değerli dostlarıma ve okuyucularıma

Göksun Belediye Başkanı Hüseyin Coşkun Aydın Bey’e

Büyük şehir belediye başkanı Fatih Mehmet Erkoç Bey’e çok teşekkür ediyorum.

Bir sokağın kölesi olmadan önce mutlaka sizi yeniden yaratan, bakmaya kıyamadığınız, derinliğinde kaybolduğunuz bir çift gözle tanışmışınızdır. O gözler; sürükler sizi şehrin sokaklarına, hangi köşe başını tutmuştur diye sahibi; sıklaşır adımların ona kavuşmak için.

Eğer bir de "Olmama" ihtimali varsa ya da o güzel gözlerin güzelliği, "Çirkinliğinin" yanında bir vitrin süsü gibi duruyorsa... O sokağın her şeyini bilirsin.

Geceleri yağmur yağar üzerine; ıslanmazsın, kar yağar adımlarına; üşümezsin.

Onca "İnsan olmama çabasına" rağmen sevilmezsin.

Artık,

Prangalı hasretin bir ucunda sen varsındır, bir ucunda sokağın sahibi.

Kilitlenmiş gibi sayarsın yol boyunca parkeleri.

Artık, özgür değilsindir.

Hele bir de penceresine bakan ağacın her mevsimde ne tür değişikliğe uğradığını görmek var ya en çokta o ezer yüreğini. Sonra, o sokaktaki her şeyin iklimler gibi değiştiğine şahitlik edersin.

Sokak, eline geçirmiştir seni. Kaçmaya ne zaman yeltensen bir önceki seferden daha sık bulursun kendini.

"Aşk" diye fısıldar kulağına yatsı namazı çıkışı omzuna dokunan; aksakallı, sonbahar dede.

Aşk!

Aşk!

Aşk!

Diye bağırırsın. Çığlık olmuş sesin, sokağın duvarından yansıdığı gibi onun penceresinin camına çarpar. İsyanın o kadar korkutucudur ki; bir bahar akşamı yuvalarında saklanmış köpekler bile korkar.

ender-beyy.jpg

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar