Ahmet Durmaz

Ahmet Durmaz

Mail: [email protected]

ALİ BABACAN; AKLEN VE KALBEN BİR AYRIŞMA YAŞADIM

Ak Parti kadrolarında 13 yıl bakanlık yapan ve ekonomi yönetimi koltuğunda AK Parti’ nin başarısında büyük bir katkısı olan Sayın Ali Babacan AKP'den istifa etti,

Beklenen yeni parti kuracağına ilişkin ilk resmi bilgiler istifa açıklamalarının satır aralarında sonunda gördük.

Yani yeni bir hareket veya bir parti olacak. Şimdi detayları yorumlamaya çalışacağım.

Açıklama da geçmiş ve geleceğe ilişkin vurgular önemli idi.

Ak Parti’ nin son dönemde izlediği ve uyguladığı politikalar için yaşadığı ayrılıkları şu cümlelerle ifade etti.
‘’ Son yıllarda ise pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu’’
Ancak bu ayrışmanın ne kadar büyük ve zıt kutuplarda olduğunu pekiştirmek için olsa gerek arkasındaki cümle özenle seçilmiş gibi idi.

‘’Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım.’’
Evet Ali Babacan bu ifade ile sadece düşünce düzleminde bir ayrışmanın yanında, kalben de bir bağının kalmadığını net bir biçimde ifade ettiğini ve özelliklede anlaşılmasını istediğini anlıyoruz.

‘’ Türkiye’nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir.Ben ve pek çok arkadaşım, böyle bir çalışma için büyük ve tarihi bir sorumluluk hissetmekteyiz’’ cümlesi ile yeni partinin kurulacağına ve yalnız olamadığına ilişkin ilk resmi işareti açıkça ilan etmiş oldu.

Açıklamanın devamında ‘’Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir.’’ denilmekte idi.
 Aslında bir önceki yazımda da yazdığım gibi Ali Babacan ve kimlerle birlikte olduğuna ilişkin detayları bilmiyoruz ancak ekibinin yeni bir hikâye yazılmasında ki ihtiyacında farkında olduğunu anlamaktayız.

Ben buna Ak Partinin 2002 ruhu olarak düşünmüyorum.
Yani Ak Parti eleştiri yapanların bir kısmımın sürekli 2002 kuruluş ruhuna dönmesi gerektiği fikrinin de yanlış olduğunu, böyle bir ruh halinin bile oy kaybını önleyebileceğini sanmıyorum.
Çünkü bu siyaset te artık eskide kaldı.

Dünya o kadar hızlı bir değişim süreci yaşıyor ki, bunun tanımı için değişim cümlesi kullanılmıyor. Adına endüstri devrimi diyoruz ‘’ Devrim kelimesini kullanıyoruz.

Çünkü bir değişim ötesinde bir dijital devrim çağı yaşıyoruz.  Bu teknolojik değişimin toplumlar üzerinde siyasi ve kültürel, sosyal, ekonomik büyük değişimler yarattığını ve yaratacağını biliyoruz.

Artık eski siyasi söylemler Z kuşağın da bir etki yaratmıyor.

Peki sonu ne?

Yine bir önceki yazımda bahsetmiştim. Genç nesillere yeni parti nasıl ve hangi cevapları verecek.?

Çünkü İstanbul Ekrem İmamoğlu’ nun kazanmasında en önemli etkenin genç seçmenlerin oyu olduğu bunu teyit etmişti.

Sayın Ali Babacanın’ da bu düşünce içerisinde olduğu daha ilk açıklamasında şu cümleler ile ’Dünya hızla değişti. Ülkemizde ise parlak bir gelecek vaat eden, bambaşka beklentileri olan, dinamik, yeni nesillerimiz var artık.’’ bunun farkında olduğunu beyan etmiş oldu.

Devamında ki metne sığdırılmış cümleler de dikkat çekici idi.
‘’ temsil gücü yüksek,’’
‘’geniş bir kadro çalışmasıyla,’’
‘’ortak akıl’’
‘’Çalışmalarımızın bağımsız ve özgür bir şekilde yapılması’’

Bu cümleler son süreçte yaşadığımız Türkiye’ de bütünüyle terkedilmiş olan uygulamalara bir gönderme mahiyetinde olduğu aşikâr. 

‘’Çalışmalarımızın bağımsız ve özgür bir şekilde yapılması’’ cümlesi son gün de Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması sonrasında sıkıştırılmış bir cümle olabilir mi acaba?

Son olarak Ali Babacan diyor ki ‘’ Her konuda beyaz sayfalarla işe başmak gerekmektedir.’’

Yani 2002 ruhu değil yeni bir hikâye. Yeni bir sayfa.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar