ENDER KÜÇÜK YAZDI: “ŞEFTALİ YERİNE MOTOR ÜRETMEK”

“MESELE: Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemeseydi.” Bu tespiti yapan Rahmetli Prof.Dr Necmettin ERBAKAN.

O’nun hayatı tespitlerden tecride uzanan bir hikâyedir.

 Her kim, bu ülkede taş üstüne taş koymaya çalıştığı zaman taşlanmaya gebe bırakılmış, yeri gelmiş karlı dağlarda şahadet şerbetini içmiş, zehirlenme şüphesi var ama zehirlenmemiş ve sonunda asılmış nice kahramanlar. Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün son dönemlerinde bırakıldığı yalnızlığa başka bir köşe yazımda değinmek isterim ama ölümünden birkaç yıl sonra uçak fabrikalarının kapatılması da Milli duruşa vurulmuş en büyük hançerdir.

 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık yerli otomobilin üretiminin en az yüzde 85’nin Türkiye’de yapılacağını belirtti. Yapmış olduğu basın toplantısında dört farklı modelde üretecekleri otomobiller hakkında derinlemesine bilgi verdikten sonra görsel olarak da bu otomobillerin tanıtımını yaptı. Açıklamalarına şöyle devam etti:

“Cumhuriyetten önce 1894 yılında verildiği ancak o gün yapılamadığını belirterek, “1961 yılına gelindiğinde Türkiye devrim otomobilini yaptı. Ama devrim otomobilini yapan Türkiye’de yine birileri çıktı. 'Türk aklı otomobil yapamaz' dediler, bu otomobilin seri üretime geçmesini engellediler. O dönemde açlıkla savaşan Güney Kore’nin bugün kaç tane otomobilde dünya markası var diye düşünürseniz Türkiye o yerli otomobili sabote edenlerden dolayı neler kaybettiğini çok daha net değerlendirirsiniz” dedi

Evet, mesele: Türkiye’nin şeftali yerine motor yapmasıydı. Kapitalist devletlerin hiçte hoşuna gitmeyen bu durum, ne yazık ki Türkiye içinde yaşayan destekçileriyle hep alaşağı edildi. Zaten haber ulusal kanallarda yayınlamaya başlamasıyla sosyal medyada bununla ilgili küçültücü, hakarete varan capsler ve yorumlar paylaşılmaya başlandı. Bu anlamsız eleştirilerde bulunan kişilerin “Neden otomobil fabrikamız yok” diye küçük siyaset yapan kişilerle aynı olması tesadüf değildi. Yapıldığı zaman suç, yapılmadığı zaman suç ilan edilen projelerin kabulü noktasında doksan yıl önce hangi zorlukları çekiyorsak şimdi de aynı zorlukları yaşıyoruz.

 Neden, yapılmış ya da yapılacak olan projeleri hakkıyla tartışmıyoruz? Ön yargılarımızı öylesine yoğun yaşıyoruz ki kendimiz olamıyoruz. Devletimizin şanlı tarihiyle övünüyoruz ama tarih yazılırken yanında olamıyoruz. İnanıyorum ki, yapılacak olan yerli otomobil sağlamlığıyla herkese hitap edecektir ve insanımız bu otomobilleri kullanacaktır. Döviz dışarıya gitmeyecek, dış ticaret açığımız az da olsa kapanacaktır. Bunun yanı sıra ucuz, yerli parça garantisinin olması da başka bir avantaj. Yerli otomobilimizin görseli yayınladıktan sonra başka markalara benzetmeler yapan art niyetli görüş sahiplerine şu soruları sormak istiyorum:

Bu ülkede Çin markalı onca otomobil alınıp, satılırken neden hiç sesiniz çıkmadı?

Üç markanın ortaklaşa ürettikleri Mini Van –Panelvanları kullanırken neden markaların esaretinde kaldınız?

Sömürülmek bu kadar mı hoşumuza gitti?

Üç beş kuruşa maliyeti olan sensörlere binlerce değer biçilen faturalar sizlerin cebinden çıkmadı mı?

Arkadaşlar,  neden bu kadar zor şeftali yerine motor üretebilmek?

Keşke bu noktada rahmetli Özdemir Sabancı kadar cesaretli olabilseydik.

Yerli otomobilimizi yollarda gördüğümüz gün esaret, cesarete dönüşecektir. Yılların üzerimize yığdığı karanlık, aydınlıkla buluşacaktır.