KIYIYA VURMUŞ GÜL DEMETİ
Samimiyetin bir diğer adıdır: Çocuk olmak
Riya içermez davranışları. Korkusu yoktur, bir güvercin özgürlüğüdür bakışları.
Hangimiz çocuk olmadık ki?
Hangimiz bu masum duruşun içine bedenimizi sığdırmadık ki?
Babamızın, annemizin vazgeçilmezi olduk, ailenin temel taşlarıydık bir hayatın içinde.
Hani bir şiirimde yazdığım gibi
Biz çocukken diye başladığımız her cümle
Masumiyet limanında denize saldığımız gül demetiydi
Biz çocukken diye başladığımız her anı
Anlata anlata bitiremediğimiz sevgi damlacıklarıydı
Bu kez denize saldığımız gül demetleri değil, savaşın zulmünden, korkusuzdan kaçan savaş mağdurları “Müslüman kardeşlerimizdi”.
Bu kez denize saldığımız gül demetleri değil anne ve babasının yanında kaçak yollarla Avrupa’ya geçmeye çalışan küçük çocuklardı.
Savaşın olmadığı dünya diliyor olsak da aslında Müslüman coğrafyasının en büyük savaşı kendi içinde yaşanıyor. Savaşın tohumları kapitalist devletler tarafından yıllar önce ekilmiş ve yaşadığımız süreç bu kirli senaryonun hasat mevsimi.
Kan ve gözyaşı
Kan ve petrol
Kan ve sömürü
Kan ve ölüm
Hani medyada gördüğümüz deniz kıyısına vurmuş çocuk resmini bilmeyeniniz yoktur. Belki o resmi gördüğümüz vakit o ailenin acısını içimizde paylaşarak, değerlendirme imkânına sahip olduk. İçimiz acıdı, kimimiz ağladı.
Hangi günahın çemberinden geçtik ki bizler bunları yaşıyoruz? Nefret, kavga ve şiddet ne yazık ki bizi çepeçevre saran habis bir ur gibi. Empati ve merhametten uzak durduğumuz ölçüde iyileşmek adına en küçük çabanın bir parçası olamıyoruz.
Müslüman dünyasında bunlar yaşanırken bizler hala birbirimizi ötekileştirip, ”En güzel doğru benim doğru “ oyununu oynuyoruz ve koskoca bir yalanı solumaya devam ediyoruz.
Kıyıya vuran o çocuk var ya…
Çanakkale’de emperyalizme direnen şehitlerimiz var ya
Yakamıza yapışacaklar yemin olsun!
Herkesin iç işleri deyip, bu mazlum halka sırt dönmek insanlık tarihine sıkılmış paslı bir kurşundur.
Şimdi çocuk olmak istiyoruz hepimiz
Çatlamış ellerimiz kuru bir ekmeği tutar
Ya da bir ateş başındadır o eller..
Bir namlunun ucunda sallanır salıncakta…
Her vaziyette çocuk olmak, mutlu olmak var ya
İs kaplı damların altında büyük hayaller
Sevmeye susamış ruhuyla büyük bir adam
Ve ben bu gece çocuk olmak istiyorum
Küçüldükçe büyümek
Büyüdükçe küçülmek istemiyorum…
Ve dostlarım…
Ben bu gece çocuk olmak istiyorum.
Son dönemde artan terör olaylarına değinmek istiyorum ama elim kaleme varmıyor. Ruhum sıkılıyor, içim yanıyor. Ölüm, hiçbir canlıya yakışmaz kuşkusuz. Şehitlerimiz ölmedi, ölmeyecek ve bu devlet var oldukça hep yaşayacaklar. Küresel sermayenin tetikçileri bu halkın çocuklarını ayıramayacaklar. Teröre tepki yürüyüşlerine destek olmak hepimizin görevi. Yalnız bu kutlu yürüyüşü yaparken sizi siz olun terörle hiç alakası olmayan kardeşlerimize terörist gibi davranmayın. Toplum içinde konuşurken iyi-kötü ayrımı yaparak fikirlerimizi söylemek daha yerinde olacaktır.