Ender KÜÇÜK

Ender KÜÇÜK

Mail: [email protected]

MÜBAREK RAMAZAN AYI GELİRDE ANISI OLMAZ MI İNSANIN?

Hele çocuklukta hiç bitmez bu anılar. Öğleye kadar tutulan yarım gün oruçlar, bir gün öncesinden iftardan kalan yemekleri öğle vakti oruç açmak için yediğimiz o günler…

Bitmedi daha!

Yaşadığım köyün şebeke suyu yoktu o dönemde. İftara az bir süre kala elimizde bidonlar Kırk gözün yolunu tutardık. Elimizin her dokunuşunda suya, bir ürperme girerdi ansızın. Su, bildiğin kar suyu.

Bitmedi daha!

Biz çocukken Ramazan ayı Nisan aylarına tekabül ederdi. Köyün sırtını yasladığı dağın tepelerinin kuzey yamaçlarında erimeye direnen kar yığınları olurdu. Elimizde çitiler tırmanırdık dağa.

Tıka basa doldurduğumuz karı, çiğdem, kenger yiyerek getirirdik.

Akşam iftarda annelerimiz pekmez ile karıştırdıkları kardan ,Karsanbaç yaparlardı.Hani şimdinin dondurmasıydı o zamanlar.

Bitmedi daha!

Köyümüzde bakkal yoktu. Biz ona çarşı ekmeği derdik, o da satılmazdı. Ama bir amca minibüsüyle iftara az bir süre kala, köye çarşı ekmeği getirirdi. Köyün içine girer girmez basardı kornaya. O zaman köylere inen araç sayılı, bırakın köye giren aracı; K.Maraş yolu köyümüzden geçerdi de, biz o ana yolda futbol maçı yapardık. Çarşı ekmeğini kapan çocuk, evin yolunu çoktan bulurdu. Büyük bir gururla “Bitmeden ekmek aldım” diye, anne babasına havasını atardı.

Bitmedi daha!

Ramazan ayı geldiğinde tüm ayak işlerini biz çocuklar yapardık. Komşuya yemek mi gidecek; bizler götürürdük.

Tandırın altına yakacak mı lazım; bizler bulurduk.

Bitmedi daha!

Teravi namazlarına gitmek bir eğlenceydi bizler için. Sokak lambaları olmadığı için her çocuk babasının elinde fener ışığıyla düşerdik cami yoluna. Her çocuk gibi gülme tutardı bizleri. Kulaklarımızın çekildi zamanlar da olurdu kimi zaman.

Sonra yatma vakti gelirdi,yalvarırdık annemize “Ne olur sahura bizi de kaldırın!” diye..

Ama bu masum istek hiç kabul görmezdi. Sabah kalkınca öğleye kadar orucumuz başlardı ve bizler hep çocuk kalırdık.

Bereketli yıllardı o yıllar…

Köyler kalabalık,

Üretim çoktu vesselam.

Acaba yeniden çocuk olabilir mi insan?

Çiğdem köklerini yeniden yiyebilir miyiz?

Kuş lastiğimiz suya değmesin diye sırtımıza atar mıyız?

Çarşı ekmeğinin o tadını; yeniden tadabilir miyiz?

Haydi, köylere dönelim yeniden!

Şehirler yine küçük kalsın!

Hayallerde bir çocuk özleminin; kolları kırılmasın…

 

 

ŞİİR  ZAMANI…

Dük istedi diye bükülmez bilek
Sinyor'un evlatları nerede?
Marki'nin gözleri Dük'e çevrildi
Türk'ün tarihi pek Tekin'di.

Monşer şarabını yudumlarken bir şehir meyhanesinde
Anadolu köylüsü ise ayran içmekte
Kraliçe deyin ister Vikontes
Dizlerini çökmüş garbın önünde.

Çar- Çariçe -Kulak! 
Hünkar- Sultan var bizde
Kaan- Hakan -Yabgu
Firavun’u gömdük Nil'de

Ey tarihin şanlı çocukları!
Çanakkale geçilmez bizde!
Ha bu Anadolu topraklarında;
Kahramanlar bitmez bizde!

 

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar