Kenan ONARAN

Kenan ONARAN

Mail: [email protected]

TEKNOLOJİ BAĞIMSIZ NESİLLER İÇİN MEDYA OKURYAZARLIĞI ZORUNLU OLMALI!

İletişim çağının getirdiği en büyük olumsuzluk, diğer bir ifadeyle çağımızın vebası: Teknoloji Bağımlılığı!

Bağımlılıklar; kimyasal ve eylemsel olarak ikiye ayrılır. Kimyasal bağımlılık: Maddeye olan bağımlılık; Eylemsel bağımlılık ise kumar, alışveriş, cinsellik, teknoloji bağımlılığıdır.

Toplumları derinden etkilemesi ve manevi değerlerin yozlaşmasında en büyük rolü üstlenmesi dolayısıyla eylemsel bağımlılık kapsamında; teknoloji bağımlığı, daha geniş kitleleri etkilemesi bakımından maddesel bağımlılıktan çok bir farkı yoktur. Psikopatolojik bir tanı olması ve insanın hayatının birçok alanına zarar vermesi anlamında eylemsel bağımlılıklar üzerinde daha ciddi durmak gerekmektedir.

Biraz daha detaya inecek olursak; internet bağımlılığı, teknoloji bağımlılığının alt birimi olmasına rağmen başlı başına bir eylemsel bağımlılıktır. Çünkü kontrolü çok zor bir sanal dünya sunduğu için kumar, alışveriş, cinsellik gibi diğer eylemsel bağımlılıkları da tetikleyici durumdadır.

Genel bir bağımlılık tanımı yapmak gerekirse bağımlılık; kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürmemeye başlamasıdır. Yani kullanım ve davranışta irade kalkacak ve kişi istese de istemese de bağımlı kullanımı ve veya davranışı sürdürecektir. Bu kullanım ve davranış, hayatın ciddi bir bölümünü kapsayacak ve kişi mecburi olarak yapmak zorunda olduğu işler ve ilişkiler dışında bütün vaktini ve fiziksel enerjisini büyük oranda bağımlı olduğu madde ve eyleme yatıracaktır. Bu da toplum olarak her türlü üretkenliği olumsuz etkileyecektir.

Bağımlılık, tıbbi bir tanıdır. Maddesel ya da eylemsel fark etmez. Bağımlılıktan söz ediliyorsa mutlaka orada bir hastalık vardır ve tedavisi gerekmektedir.

Gelenek, görenek ve kültürümüzün yozlaşmadan gelecek nesillere aktarılması için ailede ve okullarda verilen eğitimin önemi çok büyüktür. Gerek teknolojiyi akıllı kullanmak gerekse teknolojinin sunduğu medya içeriklerinin doğru yorumlanması için okullarda seçmeli olarak sunulan Medya Okuryazarlığı dersinin zorunlu olması gerekmektedir. Maalesef teknolojinin getirmiş olduğu sanal dünya, gerçek yaşamımızı olumsuz etkilemektedir. Bundan en çok etkilenen ise yine çocuklarımızdır. Evlilik müessesini ayaklar altına alan evlilik programlarından, şiddet içeren çizgi filmlerine, kontrolsüz ve bilinçsizce yayılan sosyal medya içeriklerinden eksik ve yanlış bilgiler içeren blog sitelerine kadar milyonlarca içerik gelecek nesillerin hayatının temelini oluşturmaya başlamıştır. Bunların önüne geçmenin ise tek bir yolu vardır. “Ağaç yaş iken eğilir” atasözünden hareketle Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı yeni eğitim müfredatında, Medya Okuryazarlığı dersi ilk öğretimden başlayıp liselere kadar zorunlu hale gelmelidir. Her yaş gruplarına uygun müfredatın belirlenmesiyle öğrencilere medya analizleri yapma, eleştirel bakış açısı kazandırma yolunda bir kapı aralanmalıdır. Unutulmamalıdır ki öğrencilere aşılayacağımız bu eleştirel bakış, onların sadece medya ve teknoloji alanında değil tüm hayatı boyunca yararına olacaktır.

Bu kadar hayati bir öneme sahip olan Medya Okuryazarlığı Dersini de işin ehline vermek gerekir. Yani Formasyon almış İletişim Fakültesi Mezunlarına!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar