Ender KÜÇÜK

Ender KÜÇÜK

Mail: [email protected]

YENİDEN DOĞMAK

Yazmak uzun soluklu bir iş değildir. Bazen durmak, noktayı koymak gerekir.

Yazmak ve aşk arasında bilindiği gibi sıkı bir ilişkide yoktur; hayalinde yarattığın kişilerin, varsayımların, sevgilerin, bakışların yansımasıdır sadece. Yazılanlar gerçek değil, koskoca bir yalandır.

Aslında en sevimsiz tiplerdir yazanlar.

Yazanlar, yaşantıya düşmandır aynı zamanda.

Yazanlar, sahte kahramanlardır.

Yazanlar ve yananlar birbirinin düşmanıdır.

Sevgili dostum İbrahim BAYKUT arayınca köşeme ara verdiğim aklıma geldi; utandım, sıkıldım.

Son günlerde yaşanan terör olayları yazma sebebimi ortadan kaldırmıştı. Onca acı arasında benim yazılarımın ne hükmü vardı ki sanki?

Köşenin kahramanı köşesine dönmeden önce derin düşüncelere daldı. İçimizdeki hainlerin, işbirlikçi zihniyetin varsayımlarına kafa yordu. Resmin arkasına saklanmış “Rezilliğin” resmini çizdi. Düşüncelerini tırmalayan terör olaylarına bir çözüm buldu. Her şehit cenazesinde gözyaşı döktü.

Resmin arkasında farklı bir resim vardı.

Olay, anlaşılabilir olmaktan uzaktı.

Uyuşturucu baronları, insan ve silah kaçakçıları, siyasi organizasyonlar bu savaşın bitmesini istemeyen taraftı. Hesap etmedikleri durum,devletin kararlı duruşuydu. Peş peşe patlatılan bombalar ve şehit olan onlarca insanımız. Müslüman bölge halkının göçe zorlanması, hendek siyaseti, yakılan evler ve camiler…

Allah aşkına bu neyin öfkesiydi?

Yüzyıl önce kapanmamış hesabın, hesabı mıydı yapılanlar?

Garbın tetikçiliğine soyunmanın sırası mıydı şimdi?

Herkes şunu gördü ki bölge halkı bu durumda seçimini yaptı. Bölge insanı göç ederken bir tercihte bulunacaktı. Ya terörün yanında yer alıp, sınırın diğer tarafına geçeceklerdi ya da ülkemizin birliğini savunup yanımızda kalacaklardı. Onca uğraşa ve kirli oyuna aldırmadan kardeşlerimiz bizim yanımızda olduklarını bütün dünyaya gösterdiler. Masa başında viskilerini yudumlayarak komplo teorileri yapan sözde senaristler yine kaybettiler.

Gelecekte çocuklarımızın yaşayacağı bir Türkiye için, kan zulmünden kopup gelen bir tutam gülün bile kıymetini bileceğiz.

Şairin dediği gibi:

“ Bir ölüp, bin diriliriz”

Bunca acı arasında güzel haberlerde duymadığım değil. Göksun ilçemizde görev yapan, duruşuyla tecrübesiyle herkesin takdirini kazanan, Rize’ye öğretmen olarak atandığımda varlığını her daim yanımda hissettiğim Sayın Kemal ŞAMLIOĞLU Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü olarak atandı. Onun başarısı bizim başarımızdır.

Yine Kahramanmaraş lisesinde aynı sınıfta okuduğum değerli dostum Mehmet Turan TAŞLIÇAY ‘a Kültür ve Turizm Bakanlığındaki yeni görevinde başarılar diliyorum.

İyi ki varsınız.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar