ÜNAL, CHP’Lİ TEZCAN’IN ‘DİKTATÖR’ SÖZLERİNE İLİŞKİN KONUŞTU

  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bir kaset operasyonu ile birlikte göreve gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi ve CHP’nin siyasetini nasıl dönüştürdüğünün hep birlikte görüldüğünü belirten Ünal, “2010 yılından itibaren Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si adeta Türkiye düşmanı yapıların içerideki siyasi aparatı olarak hareket etmektedir. Bunu defalarca ifade ettik. Siyasette iyi niyet önemlidir, karşılıklı güven önemlidir. İşbirliği yaparsanız, yapmazsınız bunlar demokratik siyasette olagelen şeylerdir. Muhalefet yapmak düşmanlık, hakaret, iftira, milletin seçtiklerine düşmanlık yapmak demek değildir.  CHP’nin 2010’dan bugüne kadar siyasal söylem analizi yapıldığında açık ve net görülmektedir ki CHP’nin Türkiye düşmanı yapıların içerideki siyasi aparatı gibi davranmaktır. 2010 yılından itibaren Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bu milletin yanında olmamıştır, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin açıklamaları herhangi iyi niyet, kritik ve de eleştiri barındırmadığı gibi, apaçık düşmanlık barındırdığı için şunu söylüyoruz. CHP, düşmanlık yaptığı sürece, Türkiye düşmanı sözcülerin içerideki aparatı gibi davrandığı sürece CHP’yi muhatap almayacağımızı söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

  “CHP’nin sokak çağrısı ve ayaklanma çağrısı, geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’da tekrar depreşti” diyen Ünal, “Bir ilçe belediyesinin, ilçe belediye başkanının hezeyanı olarak baktık, bir ilçe başkanının hezeyanı olarak değerlendirdik. CHP’nin sözcüsünün kalkıp Tekirdağ’a gidip bu isyan çağrısını desteklemesi göstermektedir ki 9 Temmuz’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Maltepe mitinginde yaptığı sokak çağrısının, isyan çağrısının devamı nitelikte. Çünkü, CHP sözcüsü bugün Başbakanımız da çok güzel bir tanımlama yaptı, CHP sözcüsü Tekirdağ’a kadar gitti, bu belediye başkanının arkasında olduğunu söyledi. Yetmedi, seçilmiş Cumhurbaşkanına 'faşist', 'diktatör' demek gibi ki kendileri de bunun böyle olmadığını bilerek söylüyorlar. Mesele, bu değil. Bu provokatif söylemle, nefret söylemiyle yürüttükleri düşmanlığı devam ettirmek. AK Parti olarak gerekli hukuki haklarımızı kullanıyoruz. CHP’nin 15 Temmuz’a kadar kullandığı dilin söylemini yakında sizlerle paylaşacağız. Bu Türkiye karşıtı yapıların içerideki siyasi aparatı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bize karşı konuşmuyor. Bu söylemler, hakaretler yurtdışında 165 ülkede FETÖ’cülerin Türkiye karşıtı propagandalarına malzeme olarak üretiliyor” açıklamalarında bulundu.

  Ünal, konuşmasında şunları kaydetti:

  “2010 kaset operasyonu ie birlikte Tarkiye düşmanlarının siyasi aparat olarak kullandığı CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si şunu bilmelidir. Biz bu coğrafyada kendi kaderimizi tayin ederek yaşamaya devam edeceğiz. Her ne yaparlarsa yapsınlar biz milletimizle yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımıza yapılan bu hakaretlerin bu saldırıların tek bir gerekçesi vardır, Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanımızın şahsında milletin tahayyül ettiği bağımsızlık, bağımsız ekonomi, savunma sanayii ve Türkiye idealidir. Hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar bu coğrafyadaki kimsesiz ve mazlumların adeta umudu haline gelmiş Recep Tayyip Erdoğan’a kiminle birlikte saldırırlarsa saldırsınlar biz Recep Tayyip Erdoğan ile yolumuza devam edeceğiz. CHP kimin yanındadır? CHP istediği kadar bizi sabote etmeye, provoke etmeye, hakaretleriyle istediği kadar bizi tahrik etmeye çalışırsa çalışsın buradan Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum, bugün kullandığın o çukur dilinle, söyleminle ve üslubunla ne kadar konuşursan konuş Cumhurbaşkanımızın ailesine uzattığın o çirkin dil ve söylemi sana iade ediyoruz. AK Parti’ye karşı kullandığın o çirkin dil ve söylemi bin kere sana iade ediyoruz. Biz, sükunetimizi bozmadan Türkiye’ye dair hayallerimizi muhafaza ederek yolumuza devam edeceğiz. Bizi tahrik edemeyeceksin, provoke edemeyeceksin. Kin ve nefret diline ortak olmayacağız.”

  Ünal, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Ahmet Edip Uğur’un Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa ederken yaptığı ‘tehdit edildiği’ yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine Ünal, “Biz, hiçbir belediye başkanımızla ilgili tehdit ya da onlara dönük bir şantaj dili kullanmadık. Balıkesir ölçeğinde bazı haddini bilmezlerin, durumdan vazife çıkaranların Sayın Edip Uğur’a dönük böyle bir hadsizliği olmuşsa, bu kişilere karşı varsa gerekli hukuki yollara başvurması gerekir. Koordinasyonu yöneten genel başkan yardımcımızdan herhangi bir şekilde asla bırakın böyle bir tehdit ya da şantajı nezaketsizlik bile olmamıştır” diye konutu.

  Başka istifalar gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Ünal, “Şu an itibarıyla biz daha çok kongrelerimize odaklanmış durumdayız. Yerel yönetimlerle ilgili değerlendirmelerimiz tamamlandı, bundan sonra yeni değerlendirmeler olmayacağı anlamına gelmiyor bu ama şu an itibarıyla yerel yönetimlerdeki değerlendirmelerimizden ziyade parti olarak kongrelerimize odaklandık” dedi.